Instagram

30 Mayıs 2016 Pazartesi

Galata'da Bir Gün

Yaz mevsiminin gelmesiyle adım adım İstanbul gezilerine başladım. İstanbul'da gezilecek semt, keşfedilecek sokak oldukça fazla. Galata semti bunların en güzellerinden, keşfi en bol olanlarından bir tanesi. Ben de güneşi görünce ve sıcağı bol bulunca durmadım; başladım güzel semtimiz Galata'yı keşfetmeye. 

Kahvaltı İçin Adres "Welldone By Midpoint"

İstiklal Caddesi'nden Galata'ya doğru yürürken Tünel'in hemen karşısında bulunan Welldone'da kahvaltı için durdum. Fotoğraftaki serpme kahvaltıdan sipariş ettim. Peynir çeşitleriyle, fesleğenli mozarellasıyla, simitleriyle, özel domates sosu ve lezzetli acukasıyla Welldone, kahvaltı için keyifli ve doyurucu bir alternatif. Kahvaltıma sınırsız çayın eklenmesi de ayrı bir keyif verdi tabii ki.


Kahvaltımı bitirdikten sonra Galata Kulesi'ne doğru yürüyüşe başladım. Yol boyunca yanından geçtiğim küçük dükkanlara uğramadan edemedim. Müzik aletleri satan dükkanlardan, tasarım ürünler satan mağazalara kadar birçok yere, Galata'nın taşlı yollarından girip çıktım. Galata Kulesi'ne çıkmayı planlayarak hedefime vardığımda, hem daha önce çıkmış ve eşsiz İstanbul manzarasını deneyimlemiş olmamdan hem de kuleye çıkmak için bekleyenlerin fazla olduğunu görmemden dolayı vazgeçtim. Eğer kuleye çıkmayı planlıyorsanız bunu göz önünde bulundurmalısınız. Tabii bu durum benim Galata Kulesi'ni fotoğraflamayacak olmam anlamına gelmiyordu. :)


Tasarım Ürünler İçin "Halt"


Galata Kulesi'ni fotoğraflayıp, biraz da soluklandıktan sonra hemen karşısında yer alan sokağı keşfetmeye girdim. Yine en sevdiğim taşlı yollar.. Rengiyle hemen dikkatleri çeken Halt'ı ziyaret etmezsem olmazdı. Kıyafet, aksesuar, ev ürünleri gibi birçok ürün bulunuyor içeride. Hepsi tasarım, hepsi özel... Uzun uzun inceleyip kendime küçük hediyeler alarak mağazadan ayrıldım.


Kahveye Federal'deyim


Halt mağazasından çıktığımda hemen karşısında bulunan, 3.dalga kahvecilerden Federal Coffee Company'de kahve molası verdim. Mekan gerek ortamıyla, gerek kahvelerin lezzetiyle Galata'nın en iyilerinden. Soğuk kahveleri özlediğimden dolayı İce Latte benim için günün kahvesiydi. Galata sokaklarını seyrederek, temiz havayı içime çekerek kahvemi yudumlarken mekan sahibinin yakın ilgisi de beni ayrı memnun etti.


Siz de bir gününüzü keşiflere ayırmak istiyorsanız, Galata bunun için doğru bir adres olacaktır. Bol keşifli, keyifli günler! :)

Mail: demrencelik@gmail.com









21 Nisan 2016 Perşembe

%100 Yeni Parti

Herkese Merhaba!
6 Nisan akşamı Gerekeniyap.com ile Karaköy'de bulunan Suma Space'de eğlenceli bir parti gerçekleştirdik.


Mekana gelip kapıdan girer girmez GerekeniYap ekibi tarafından fotoğrafımız alındıktan sonra bakalım içeride neler oluyor diyerek ilerlemeye başladık.


#yüzdeyüzyeni etiketi ile partilediğimiz gecede Tuborg biralarının en yenisi Amber'i de ilk kez tadımlayanlardan olduk.


%100 Malt Tuborg Amber, yumuşak içimli oluşuyla geceden tam notu aldı.


GerekeniYap partisi sayesinde tarihi Suma Han'da bulunan Suma Space mekanını keşfetmiş olduk. Duvarlarında asılı olan eski motifler ve siyah beyaz fotoğraflar ile tarihi havayı veren mekan parti dışında da gelip vakit geçirmek için keyifli bir alternatif. Tabii ben, mekanın her köşesini fotoğraflayabilmek için büyük bir çaba içerisindeydim. :)


Gecede Tuborg Amber ile alköllenirken bir yandan da 'Bi' Takım Mutfak' ekibinin lezzetli ikramları ile midemizi şenlendirdik. Gece boyunca hiç durmayan mutfak ekibi bizlere farklı tatlar sundu.


Mekanda alt kata indiğimizde Dj Erhan Akçadağ partiyi renklendirmeye başlamıştı bile.


İlerleyen saatlerde Hey Douglas müthiş performansıyla, alkölün de etkisiyle iyice moda giren biz particileri eğlendirmeye devam etti.


GerekeniYap ekibinin başarılı organizasyonuyla eğlendiğimiz partiden herkes memnun ayrıldı. %100 Yeni Parti'de emeği geçen herkese teşekkür ediyoruz! :)

Siz de GerekeniYap ekibinin etkinliklerinden haberdar olmak istiyorsanız http://www.gerekeniyap.com/ sitesine üye olabilirsiniz.

Mail: demrencelik@gmail.com








30 Mart 2016 Çarşamba

İLETİŞİM


Mail: demrencelik@gmail.com


Bir Akşam Tatlı Krizi Tutarsa

Herkese Merhaba!
Şimdi size, geçtiğimiz haftalarda deneyimlediğim bir mekandan bahsedeceğim:


Evet, Kukis Acıbadem'den bahsediyorum. Adını sosyal medyada sıkça duyduğumuz, daha çok pastalarıyla ün salmış olan mekanı geç de olsa keşfettim. Eğer sizin de hala gitme fırsatınız olmadıysa bir an önce o fırsatı yaratmanızı tavsiye ederim. Mesela benim yaptığım gibi bir akşam yemeğinden sonra gecenin tatlısı için gidilmeye çok müsait.


Tabii ki bin bir çeşit, başka yerde aynısını kolay bulamayacağımız küçük pastalar arasından hangisini tadacağıma karar vermek zor oldu. Küçük pasta çeşitlerinin fiyatı 8 ile 12 tl arasında idi. Dilerseniz evinizde ailenizle veya arkadaşlarınızla birlikte yiyebilmek için çok kişilik büyük pastalar da mevcut.


Sonunda karar verebildim ve Oreo Pasta'yı seçtim. Malum Oreo çok severim. Ama daha önce pasta halinde hiç yememiştim. Eminim ki en orijinali de Kukis'tedir. Dışı full Oreo parçaları ile kaplanmış, içinde sadece krema ve kek olan pastaya aşık olduğumu söyleyebilirim. Şu anda onu anlatırken bile olsa da yesem diyorum. :) Yanında da tabii ki bir bardak sıcacık çay.


Tatlı ihtiyaçlarımı karşılamak için bundan sonra sık sık Kukis'e uğrayacağım gibi gözüküyor. Umarım siz de benim gibi lezzetten ve hizmetten memnun kalırsınız. Şimdiden afiyet olsun. :)

Mail: demrencelik@gmail.com


23 Mart 2016 Çarşamba

Mack. Sadece Işık ve Renk

Geçtiğimiz haftalarda, Sakıp Sabancı Müzesi'nde, 17 Temmuz 2016 tarihine kadar sergilenmeye devam edecek olan, Alman modernizminin öncü sanatçılarından Heinz Mack'ın, Sadece Işık ve Renk (Just Light and Colour) sergisini gezdim.


Sergiyi gezmeye başladığımda ilk olarak Heinz Mack'ı daha yakından tanımamı sağlayan yazıyı okudum: Işığı sonsuz bir yaşam kaynağı olarak kabul ederek sarsılmaz bir kararlılıkla izini sürmek, Heinz Mack için altmış yılı aşan zengin sanat üretiminde hem kişisel bir tutum hem de etkin bir sanatsal strateji niteliği taşır. Heinz Mack, 1957'de kurucuları arasında yer aldığı sanat ağı ZERO'nun yapı taşlarını şekillendirdiği üzere, insani izlenim ve duyuları değiştirmeyi, dönüştürmeyi amaçlayan eserler vasıtasıyla geleceğe dair evrensel bir uyumun imkanlarını araştırır. Sanatçının ışığın kendisini en kuvvetli biçimde ifade ettiği bölgelere, Kuzey Kutbundan Sahra Çölü'ne uzanan coğrafyayı ziyaret eden çalışmalarında ışık, felsefi bir yaklaşımla, çoğu zaman malzemenin ve eserin kendisi haline gelir. Bugün Heinz Mack, kıtaları kapsayan anıtsal çalışmalara, kinetik heykellerden gözün seçebildiği tüm renkleri kucaklayan tuvallere uzanan zengin sanatsal kariyerinin zirvesinde bulunuyor.


Sergi 3 kattan oluşuyor. Üst kattan alt katlara doğru ilerlediğimiz sergide ilk iki kat renk, üçüncü yani en alt kat ışık sergisini oluşturuyor. Şimdi sergiden derlediğim görüntülere başlayalım:

Büyük Renk Sarmalı


Sanatçının ahşap üzerine akrilik çalışması sergideki ilk durağım oldu.

Renk Kafesi


"Gecenin en karanlık noktası, bize her zaman göz alıcı kız kardeşini, ışığı hatırlatır. Eğer bir sanatçı olarak tecrübelerimden yola çıkarsam, ışık olmadan herhangi bir yaratıcı girişim düşünemem; form olmadan ışık yalnızca parlaklıktır, aynen ışığın eşlik etmediği bir rengin renk olmadığı gibi."


Sergiye gelmeden önce en çok merak ettiğim eserlerden biri Renk Kafesi idi.

Renk Sekizlisi - Goethe Anısına


Ay Sapması


"Resimden bahsettiğimizde, renkten bahsederiz."


Heinz Mack, ışığın temel yaşam alanı olarak değerlendirdiği renk ile bağını, 1991'de "Kromatik Takımyıldızlar" adını verdiği resim serisiyle vurgulamıştır. "Kromatik Takımyıldızlar" serisine esin veren yalnızca resme dönüş anı değil, aynı zamanda sanatçının gençlik yıllarında aldığı klasik piyano eğitiminden hareketle kurguladığı müzikal ritim duygusudur.


Mürekkep Çizimleri

İkinci kata indiğimizde ilk olarak dikkat çeken bu çalışma oluyor.


Benim de fotoğraf çekmeye doyamadığım bir alan oldu burası. Farklı açılardan birçok güzel fotoğraf karesi çıkabiliyor. Duvarlar Heinz Mack'ın sanatıyla ilgili sözleriyle dolu. Onlardan bir tanesi de şöyle: "Benim için bir çizim, sözleri olmayan kusursuz ve şiirsel bir dildir."

Heinz Mack'ın kağıt üzerine çizimleri, sanatçının sanat eğitiminin ilk adımlarından itibaren çizimin doğal disiplinine duyduğu derin sevgi ve bağlılığın izlerini taşır. Sanatçı, siyah Hint mürekkebi, pastel ve füzen gibi malzemelerle ortaya çıkardığı eserlerini "sanatımın dilbilgisi" ve "elimin dili" olarak tanımlar.


Ahşap Üzerine Sahra Kumu


"Sanatım, dünyanın tüm çirkinlikleri giyinmiş perişanlığına, mutlak güzellik ile bir karşı duruş niteliğindedir."

Işık Merdiveni

Üçüncü kata indiğimizde nihayet ışık bölümündeyiz.


 İlk iki katta gözlemlediğim birbirinden özel eserlerden sonra bu katta umduğumu bulamadım diyebilirim. Özellikle ışık bölümünü görmek için bir an önce aşağıya inmeyi bekliyordum ancak ışık turu diğer katlara oranla daha kısa sürdü.


Son kattan umduğumu bulamamam tabii ki sergiyi beğenmediğim anlamına gelmez. Aksine çok keyif alarak gezdiğim bir sergi oldu. 


Tabii ki bütün eserleri fotoğraflamadım, siz de bir gününüzü sanata ayırın ve rotanızı Emirgan'a, Sakıp Sabancı Müzesi'ne çevirin. Bu arada müze çarşamba günleri ücretsiz. Benden söylemesi! :)

Müzeyi gezdikten sonra Atlı Köşk de denilen köşkün bahçesini turlamayı unutmayın. Çok güzel fotoğraf kareleri çıkacağına eminim! :)

 


Ziyaret saatlerini, adresi ve bilet fiyatlarını öğrenmek için http://www.sakipsabancimuzesi.org/tr sitesine bakabilirsiniz.


Mail: demrencelik@gmail.com



















9 Mart 2016 Çarşamba

Beşiktaş'ta Kahvaltı Adresleri

   Beşiktaş, özellikle hafta sonları kahvaltı için dolup taşıyor. Ben de uzun zamandır kahvaltıda rotamı hep Beşiktaş'a çeviriyorum. Küçük, samimi cafelerinin, müşterilerine uygun fiyatlı kahvaltı servisi sunmakta başarılı oldukları söylenebilir.

Renkli Limon


   Renkli Limon kahvaltıcılar sokağı dışında Alabeyi Sokak'ta bulunuyor. Fotoğraftaki kahvaltı kişi başı 17,5 lira idi. Kahvaltıda kızarmış sucuk sevenler için güzel bir adres olabilir.

Siyah Cafe & Breakfast


   Gelelim kahvaltıcılar sokağına. Siyah Cafe, Beşiktaş'ta kahvaltı edip, en çok memnun ayrıldığım mekanların başında geliyor. Menemensiz yapamayanlar için kaşarlı menemeni gerçekten lezzetli. Menemen dahil kahvaltının fiyatı iki kişi için 35 lira idi. Eminim masadaki pişiler gözünüzden kaçmamıştır. Bence pişi, en çok kahvaltıya yakışıyor. Beşiktaş'ta hemen hemen her cafede lezzetli, taze pişiler kahvaltı sofralarını süslüyor.

Cafe Faruk


   Kahvaltıcılar sokağında en çok rağbet gören bir diğer mekan Faruk Cafe. Bunun sebebi en uygun fiyatlı kahvaltı servisi sunmaları olabilir. Fotoğraftaki tabak sadece 9,5 lira idi. Pişilerden bahsetmiştim. Beşiktaş'ta en lezzetli pişiyi işte burada yedim. Sade, peynirli, sucuklu ve bir lezzet bombası olan çikolatalı pişi gibi çeşitli pişileri mevcut.

Cheese Breakfast & Coffee


   Cheese de kahvaltıcılar sokağında bulunuyor. Diğer mekanlara nazaran daha küçük olduğu için yer bulmak daha zor olabilir. Vazgeçemediğim pişiler yine soframızda. :)

Reçel Türevleri


   Reçel Türevleri, bir diğer lezzetli kahvaltı mekanımız. Lezzetli dememin sebebi, Adana'dan getirdikleri bin bir çeşit özel reçelleri. Daha önce denemediğim nar ve sarıkiraz reçelleri gerçekten başarılıydı. Reçellerin tümü doğal olduğundan dolayı, yılın her zamanı menüdeki reçeller bulunamayabiliyor. Serpme kahvaltının yanında, dilediğiniz reçellerden seçebiliyorsunuz. Bandıra bandıra ye beni hiç doyamazsın tadıma! :)

Cumbalı Kahvaltı


   Son olarak kahvaltıcılar sokağından çıkıyoruz ve Renkli Limon gibi yine Alabeyi Sokak'a geliyoruz. Cumbalı Kahvaltı yine çok uygun fiyatlı bir mekan. Fotoğraftaki tabak menüde 'Aşk Kahvaltı' diye geçiyor ve iki kişi için fiyatı 15 lira idi. Gerçekten uygun, değil mi?

   Bunlar Beşiktaş'taki mekanların sadece birkaçı. Daha keşfedilmeyi bekleyen bir çok kahvaltı adresi var. Hafta sonu gidecekler için kalabalık olacağını ve yüksek ihtimalle sıra beklemek zorunda kalacaklarını söylemek gerek. Ancak gözünüz korkmasın, mekandaki çalışanların ilgileri ile sıranız çok çabuk geliyor. Şimdiden afiyet olsun! :) 

Mail: demrencelik@gmail.com







8 Şubat 2016 Pazartesi

Yok Böyle Lezzet!


   Anadolu Yakasının meşhur çikolatacısı sonunda Avrupa Yakasında! Sirkeci'de açılan Rumeli Çikolatacısının açılmasını uzun zamandır bekliyordum. Anadolu Yakası'na her geçtiğimde yine gitmek kısmet olmadı diye üzülüyordum.
   Baktım hava soğuk, bir de deniz kenarı fena çarpıyor, tercihimi tatlı yerine sıcak çikolatadan yana kullandım. Tabii ki tek tek bütün tatlıları denemek için tekrar gideceğim orası ayrı. :)
   İstanbul'da daha iyi bir sıcak çikolata içmedim. Büyük konuşuyorum ancak elimdeki lezzet dünyadaki bütün güzel iltifatları hak ediyor. Üzerindeki kremasından, bardağının tatlılığına kadar on numara beş yıldızdı. Yanında gelen kaşığıyla önce, 'gerçekten' hafif olan kremasını kaşıklıyorsunuz. Dikkat edin fotoğraftaki gibi çikolatalar kenardan damlıyor. :) Kremayı kaşıkladıktan sonra ilk yudumu alın ve başka dünyalara yolculuğa hazırsınız. :)
   Afiyet olsun!

Rumeli Çikolatacısının diğer lezzetlerini, nerelerde şubeleri olduğunu öğrenmek için http://www.rumelikahvecikolata.com/ sitesine veya https://www.instagram.com/rumelicikolatacisi/ adresine göz atabilirsiniz.

Mail: demrencelik@gmail.com

4 Şubat 2016 Perşembe

Başka Bir Dünya: Vialand

   Geçtiğimiz pazar günü biraz çocukluğumuza dönelim, günü eğlenceyle geçirelim dedik ve İstanbul'un en büyük tema parkı Vialand'e gittik. Ben tabii 'aman orası çocuklar için değil mi ya ne adrenalini olacak' diye düşünürken, biraz neye uğradığımı şaşırdım. Baktım bu eğlence korkarak geçmeyecek, telefon elimde, en azından biraz fotoğraf çekeyim de modum yerine gelsin dedim.



Nefes Kesen

kaynak: www.vialand.com

   Vialand'e girdiğimizde bizi ilk karşılayan işte bu. Ben bile fotoğrafını istediğim gibi çekemeyince internetten almak durumunda kaldım. Gördüğünüz üzere bir roller coaster. Üç saniyede 110 kilometreye ulaşan bir tren. Bindin mi diyorsanız tabii ki binmedim. :) Ama anlatması bedava. Parkın adrenalini en yüksek ünitesi. Hız tutkunları için ideal bir eğlence ama teşekkürler ben almayayım. :)


Minik Arkadaşlarımız İçin Oyun Dünyası


   İşte benim eğlencem! Ne adrenalin ne hız. Nefes Kesen manyaklığının ardından aşağıya doğru ilerlediğimizde solumuzda kalıyor Oyun Dünyası. İçeride çocuklar için atlı karınca, çarpışan arabalar gibi bildiğimiz eğlenceler dışında çokca farklı eğlence de bulunuyor. Minik Sürücüler, Mini Kule, Kahraman İtfaiyeciler ve Neşeli Çiftlik bunlardan bazıları.


   Oyun Dünyası'na girdiğimde beni, sanki çizgi filmlerden fırlamış tatlı, renkli, küçük evler karşıladı. Hemen fotoğraf çekilmek istediğim evler çocukların da yetişkinlerin de ilgisini çekiyor.






Bir Zamanlar İstanbul


   Bu sokağa girdiğinizde kendinizi eski İstanbul'un o cumbalı evleri, çeşmeleri, şık mimarisi ile dükkanları arasında buluyorsunuz.


   Böyle eski evler bulmuşum. O zaman ne yaparım? :)



Adalet Kulesi


   Fotoğrafta durduğu gibi masum değil. Onu baştan söyleyeyim. :) Bir Zamanlar İstanbul sokağından ilerlediğimizde karşımıza Adalet Kulesi çıkar. Nefes Kesen'den sonra adrenalini en yüksek ikinci ünite diyebilirim. İşin garip olan tarafı buna bindim. :) Önce beni 50 metre yukarıya çıkardı, Vialand'i ayaklarımın altına aldıktan sonra, 15 saniyede çıkardığı yükseklikten 3 saniyede yere indirdi. Nasıl indirdiğini anlatmayayım, siz düşünün. :) Dipnot olarak söyleyebilirim yukarıya çıkıp durduğunuzda 12 saniye sayın. Sonra yerdesiniz. :)


Saray Salıncağı


   En güzel ünite değil mi? Hele ki Adalet Kulesi şokundan sonra kendimize gelebilmek için çok ideal. Bildiğimiz salıncaklardan biraz farklı: 20 metre çapındaki dairesi etrafında biraz yüksekliğe çıkartıp hızlı bir şekilde döndürüyor. Dönerken ayaklarınızı da salladığınızda daha keyifli bir eğlence olacaktır.


Fatih'in Rüyası


   İstanbul'un fethine şahitlik etmek isteyenler için harika bir bölüm. Sis ve dumanlarla desteklenen fetih, gayet gerçekçi hazırlanmış. Fatih'in Rüyası, Saray Salıncağı ve Adalet Kulesi parkın, Efsaneler Dünyası bölümünü oluşturuyor.


Maceraperest


   Saatte 80 kilometre hızla 30 metre yüksekliğe çıkmak ister misiniz? Buyrun Maceraperest. Nefes Kesen'in daha hafif hali diyebilirim. İki kere bindiğimi de söylemek isterim. :) Nefes Kesen'e binemeyenler veya kendini hazırlamak isteyenler için bir deneme sürüşü olabilir.



   Nefes Kesen ve Maceraperest'in de içinde bulunduğu Macera Bölümünde daha birçok ünite var. Hava muhalefeti veya tadilat nedeniyle bazı üniteler kapalı olabiliyor. Benim de deneyimleyemediğim birkaç ünite vardı.


Diğer ünitelere, detaylı bilgiye, bilet fiyatlarına ve kampanyalara http://vialand.com.tr/ sitesinden ulaşılabilir.

Mail: demrencelik@gmail.com